Her right eye is blind.
- Onun sağ gözü kördür.
Even a blind squirrel finds an acorn sometimes.
- Kör bir sincap bile bazen bir meşe palamudu bulur.
Tom tried to cut the delicious-looking meat with a dull knife.
- Tom lezzetli görünümlü eti kör bir bıçakla kesmeye çalıştı.
The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
- Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
He's as blind as a bat.
- O, bir yarasa kadar kör.
You must be blind as a bat if you couldn't see it.
- Eğer onu göremediysen bir yarasa gibi kör olmalısın.
The knife was so blunt that I could not cut the meat with it and I resorted to my pocket knife.
- Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve çakıma başvurdum.
My sword may be blunt, but that's more than enough for someone like you.
- Kılıcım kör olabilir ama o senin gibi biri için fazlasıyla yeterli.