köpükçükler

listen to the pronunciation of köpükçükler
Türkçe - İngilizce
froth
foam

Froth is a very important feature of many types of coffee.

To create froth

I like to froth my coffee for ten seconds exactly, no more, no less.

unimportant events or actions; drivel

Thousands of African children die each day: why do the newspapers continue to discuss unnecessary showbiz froth?.

{v} to foam
(Master) "A foolish gentleman" in Measure for Measure Lord Froth A pompous coxcomb in The Double Dealer, by Congreve
To bubble
{i} foam, light frothy mass of bubbles; nonsense; something unsubstantial, something trivial or worthless
{f} cover with a mass of bubbles; churn to foam, cause to turn to froth
form bubbles; "The boiling soup was frothing"; "The river was foaming"; "Sparkling water"
To throw up or out spume, foam, or bubbles; to foam; as beer froths; a horse froths
Light, unsubstantial matter
Froth is a mass of small bubbles on the surface of a liquid. the froth of bubbles on the top of a glass of beer The froth is blown away. = foam
a spume of saliva caused by disease or nervous excitement
To cover with froth; as, a horse froths his chain
disapproval If you refer to an activity or object as froth, you disapprove of it because it appears exciting or attractive, but has very little real value or importance. No substance at all, just froth
If a liquid froths, small bubbles appear on its surface. The sea froths over my feet Add a little of the warmed milk and allow to froth a little
To spit, vent, or eject, as froth
köpük
foam

The foam vanished in an instant. - Köpük bir anda kayboldu.

Tom put a foam mat under his sleeping bag. - Tom uyku tulumunun altına bir köpük paspas koydu.

köpük
mousse
köpük
bubble

Surrounded by burning candles, she dips herself into a bubble bath. - O kendini yanan mumlarla çevrili köpük banyosuna daldırdı.

Mary took a hot bubble bath. - Mary sıcak bir köpük banyosu yaptı.

köpük
froth
köpük
sud
köpük
skimmings
köpük
bellow
köpük
skimming
köpük
scrum
köpük
lather
köpük
foam; froth; (sabun/deterjan) lather; scum
köpük
(dalga) feather
köpük
yeast
köpük
styrofoam
köpük
head
köpük
foam, bubbles, froth; suds
köpük
spume
köpük
suds

My clothes are full of suds. - Elbiselerim köpük dolu.

My clothes are full of suds. - Kıyafetlerim köpük dolu.

köpük
scum
köpük
(pis) scum
Türkçe - Türkçe

köpükçükler teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Köpük
(Osmanlı Dönemi) TÜFL
Köpük
kef
köpük
Hayvanların, bazı kez de insanların ağzında görülen salyamsı kabarcıklar
köpük
Gaz ve buharların sıvı katmanları ile kuşatılmasından oluşan yığın
köpük
Hayvanların, bazı kez de insanların ağzında görülen salyamsı kabarcıklar: "Hayvanın ağzından taşan beyaz köpüklere biraz da kan karıştı."- H. Taner
köpük
Yapay olarak elde edilen, yumuşak ve esnek dolgu gereci
köpük
Çalkanan, kaynatılan, mayalanan, yukarıdan dökülen sıvıların üzerinde oluşan hava kabarcıkları yığını
köpükçükler