Look at that mountain which is covered with snow.
- Karlarla örtülü şu dağa bak.
It snowed all last night.
- Gece boyunca kar yağdı.
He has done this for profit.
- O, kar etmek için bunu yaptı.
Robert got a small proportion of the profit.
- Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..
If it snows much tomorrow, let's make a snowman.
- Eğer yarın çok kar yağarsa, bir kardan adam yapalım.
I heard that footprints of an abominable snowman were found in the Himalayan mountains.
- İğrenç bir kardan adamın ayak izlerinin Himalaya dağlarında bulunduğunu duydum.
You're going to catch hell from your wife if she finds out.
- Karın öğrenirse ondan fırçayı yiyeceksin.
He ran to catch up to his brother.
- Erkek kardeşine yetişmek için koştu.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
Podgorica is the capital of Montenegro.
- Podgorica, Karadağ'ın başkentidir.
He looked for a profitable investment for his capital.
- Sermayesi için karlı bir yatırım arıyordu.
What does Tom get in return for all the work he's done?
- Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
I bought him a drink in return for his help.
- Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
They tried very hard to gain an advantage over one another.
- Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
Perry decided to gain information from Drake.
- Perry Drake'den bilgi almaya karar verdi.
Air is a mixture of various gases.
- Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
You cannot mix oil and water.
- Yağ ve suyu karıştıramazsın.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
This product brought us a large margin.
- Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.
This car dealership has very thin profit margins.
- Bu araba bayiliğinin çok ince kar marjları var.
Tom's boots sank deep into the snow.
- Tom'un botları karın derinliklerine battı.
Tom kicked the snow off his boots.
- Tom karı tekmeleyerek botundan düşürdü.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
- AIDS sadece her birey buna karşı harekete geçmeye karar verirse durdurulabilir.
My brother has a Twitter account.
- Erkek kardeşimin bir Twitter hesabı var.
I am not accountable to you for my actions.
- Yaptıklarımdan size karşı sorumlu değilim.
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
- Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
The bus service won't be available until the snow has melted.
- Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.