kâlp teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- heart
When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
- O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
We had a heart-to-heart talk with each other.
- Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.
- heart
seni seviyorum.
My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
With her heart pounding, she opened the door.
- Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı
- false
- forged
- queer
- sympathetic nature
- nerve center
- (Tıp) kardia
- (Çevre) core
- heart disease
I've heard that eating one or two servings of fish a week will reduce your chances of getting heart disease.
- Haftada bir ya da iki porsiyon balık yemenin kalp hastalığına yakalanma olasılığınızı azaltacağını duydum.
Eating too much fat is supposed to cause heart disease.
- Çok fazla yağ yemek kalp hastalığına sebep olmalı.
- sensitivity
- cardiac
The cause of death was cardiac arrest.
- Ölüm sebebi ani kalp durmasıydı.
- base
- cardio
- phoney
- person who's not what he appears to be
- phony
- counterfeit, false, forged, spurious
- spurious
- mock
- bogus
- counterfeit
- bastard
- ticker
- old ticker
- heart of
- (Tıp) pot
- breast
- pseudo
- kâlp krizi
- heart attack
Tom nearly had a heart attack when he saw Mary standing on the edge of the roof.
- Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.
My father had a heart attack yesterday, but he was lucky to have a clinic close at hand.
- Babam dün bir kalp krizi geçirdi fakat yakınlarda bir kliniğe sahip olduğu için şanslıydı.
- kalp durması
- (Tıp) cardiac arrest
- kâlp kırıklığı
- heartbreak
- kalp anomalisi
- (Tıp) cardiac defect
- kalp atışı
- pulsation
- kalp durması
- (Tıp) heart arrest
- kalp glikozidleri
- (Tıp) cardiac glycosides
- kalp hastalıkları
- (Tıp) heart diseases
- kalp kapakcık ilhihabı
- (Tıp) valvulitis
- kalp kapağı
- (Tıp) cardiac valve
- kalp kası iltihabi
- (Tıp) myocarditis
- kalp kası yangısı
- (Tıp) myocarditis
- kalp krizi
- coronary
- kalp kurdu
- (Biyoloji) heartworm
- kalp kurdu
- dirofilaria
- kalp kurdu
- (Tıp) dirofilaria immitis
- kalp kıran
- heartbreaker
- kalp kırmak
- break one's heart
- kalp kırıcı
- heartbreaking
This is really heartbreaking.
- Bu gerçekten kalp kırıcı.
- kalp kırıcı
- heart breaker
- kalp masajı
- (Tıp) cardiopulmonary resuscitation
- kalp masajı
- (Tıp) heart massage
- kalp mütehassısı
- (Tıp) cardiologist
- kalp nakli
- (Tıp) cardiac transplant
- kalp pili (geçici)
- (Tıp) pacemaker
- kalp rahatsızlığı
- heart condition
- kalp ritmi
- (Fizyoloji) cardiac rhythm
- kalp sesleri
- (Tıp) heart sounds
- kalp sıkışması
- (Tıp) stenocardia
- kalp yarası
- heartbreak
- kalp yetersizliği
- (Tıp) congestive heart failure
- kalp yetmezliği
- coronary failure
- kalp yetmezliği
- (Tıp) congestive cardiac failure
- kalp yetmezliği
- (Tıp) congestive heart failure
- kalp çarpıntısı
- heart-throb
- kalp çarpıntısı
- (Tıp) heartthrob
- kalp çarpıntısı
- heart throb
- kalp şeklinde
- heart#shaped
- kalp atışı
- Heartbeat
I'm listening to your heartbeat.
- Kalp atışınızı dinliyorum.
I'm listening to your heartbeat.
- Kalp atışını dinliyorum.
- kalp atışı
- Heartbeat, pulse
- kalp damar cerrahisi
- (Tıp, İlaç) Cardiothoracic surgery
- kalp hastalıkları
- heart disease
- kalp kalbe karşıdır
- (deyim) Great minds think alike
- kalp kapakçığı
- Cardiac valve
- kalp kası
- Myocardium
- kalp kazanmak
- Win somebody's heart, win a heart
- kalp krizi geçirmek
- Have a heart attack
- kalp spazmı
- heart spasm
- kalp çarpması
- cardiac shock
- kalp-damar cerrahisi
- cardio-vascular surgery
- kâlp ağrısı
- heartache
- kalp akçe
- counterfeit coin
- kalp anatomisi
- (Tıp) cardiac anatomy
- kalp atışları
- (Tıp) heart beatings
- kalp baypası
- heart bypass
- kalp bilgisi
- cardiology
- kalp bloğu
- (Tıp) heart block
- kalp cerrahi işlemleri
- (Tıp) cardiac surgical procedures
- kalp cerrahisi
- (Tıp) heart surgery
He is the foremost authority on heart surgery.
- Kalp cerrahisinde en önde gelen otoritedir.
- kalp cerrahı
- (Tıp) heart surgeon
- kalp debisi
- (Tıp) cardiac output
- kalp debisi
- (Tıp) cardiac outflow
- kalp dış zarı
- (Tıp) pericardium
- kalp dışı
- (Anatomi) exocardial
- kalp dışı ses
- (Fizyoloji) exocardial sound
- kalp elektrosu
- (Tıp) cardiogram
- kalp genişlemesi
- (Tıp) diastole
- kalp hastalığı
- cardiac disease
- kalp hastası
- (Tıp) cardiopath
- kalp hızı
- (Tıp) heart rate
- kalp iletim sistemi
- (Tıp) heart conduction system
- kalp iltihabı
- (Tıp) carditis
- kalp iç zarı
- (Fizyoloji) endocardium
- kalp içi
- (Tıp) intracardial
- kalp içi şırınga
- (Tıp) intracardiac syringe
- kalp içi şırınga
- (Tıp) intracardiac injection
- kalp içine
- (Tıp) intracardiac use
- kalp kapağı protezleri
- (Tıp) heart valve prosthesis
- kalp karıncıkları
- (Anatomi) ventricles of heart
- kalp kası
- (Anatomi,Tıp) cardiac muscle
- kalp kası hücresi
- (Tıp) heart muscle cell
- kalp kasılması
- (Tıp) cardiac cycle contraction
- kalp kateterizasyonu
- (Tıp) heart catheterization
- kalp korkusu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) cardiophobia
- kalp krizi geçirerek ölmek
- (Tıp) die of heart attack
- kalp krizi geçirerek ölmek
- (Tıp) die from heart attack
- kalp krizinden ölmek
- (Tıp) die of heart attack
- kalp krizinden ölmek
- (Tıp) die from heart attack
- kalp kuvvetlendirici
- (Tıp) cardiotonic
- kalp kırıklığı
- brokenheartedness
- kalp madeni para
- (Ticaret) counterfeit coin
- kalp merkezi
- (Anatomi) cardiac center
- kalp oksültasyonu
- (Tıp) heart auscultation
- kalp para
- false money
- kalp para
- queer
- kalp para
- counterfeit money
- kalp para
- counterfeit
- kalp para basmak
- to counterfeit
- kalp para yapan
- (Ticaret) coiner
- kalp ritmi düzenleyici
- (Tıp) defibrilator
- kalp sesi
- (Tıp) heart sound
- kalp sorunum var
- I've got a heart problem
- kalp uzmanı
- (Tıp) heart specialist
- kalp ve ay
- heart and moon
- kalp ve lale
- heart and tulip
- kalp yaralanmaları
- (Tıp) heart injuries
- kalp çarpmak
- (heart) to beat
- kalp çarpıntısı
- tachycardia
- kalp şeklinde olan
- cardioid
- kalp-damar cerrahisi
- cardiovascular surgery
- kâlp atardamarı ile ilgili
- coronary
- kâlp atardamarında kanın pıhtılaşması
- coronary
- kâlp atış hızı
- heart rate
What was your heart rate?
- Kalp atış hızın neydi?
Mary felt her heart rate increase.
- Mary kalp atış hızının arttığını hissetti.
- kâlp atışı
- heartthrob
- kâlp ağrısı
- cardialgia
- kâlp biçiminde olan
- heartshaped
- kâlp büyümesi
- cardiac dilatation
- kâlp enfarktüsü
- cardiac infarct
- kâlp fonksiyonu
- heart action
- kâlp grafiği
- electrocardiogram
- kâlp hastalığı
- heart condition
- kâlp hastalığı
- heart disease
He has a heart disease.
- Onun kalp hastalığı var.
I've heard that eating one or two servings of fish a week will reduce your chances of getting heart disease.
- Haftada bir ya da iki porsiyon balık yemenin kalp hastalığına yakalanma olasılığınızı azaltacağını duydum.
- kâlp hastası
- cardiac
- kâlp hırıltısı
- cardiac murmur
- kâlp ilacı
- cardiac
- kâlp ile ilgili
- cardiac
- kâlp içi
- intracardiac
- kâlp içzarı iltihabı
- endocarditis
- kâlp kapakçığı
- mitral valve
- kâlp kapakçığı bozukluğu
- valvular defect
- kâlp kapakçığı iltihabı
- valvulitis
- kâlp kapakçığına ait
- mitral
- kâlp kası iltihabı
- myocarditis
- kâlp kasılması
- systole
- kâlp kazanan kimse
- conquest
- kâlp nakli
- heart transplant
- kâlp pili
- pacemaker
I've got a pacemaker.
- Benim bir kalp pilim var.
- kâlp rahatsızlığı
- heart disease
- kâlp rahatsızlığı
- heart failure
- kâlp ritmi düzenleyici
- heart pacemaker
- kâlp sektesi
- heart failure
- kâlp temposunu ayarlayan alet
- pacemaker
- kâlp vuruşu
- pulsation
- kâlp yetmezliği
- cardiac insufficiency
- kâlp yetmezliği
- heart failure
Tom died of heart failure on October twentieth at the age of 93.
- Tom, yirmi Ekim'de 93 yaşında kalp yetmezliğinden öldü.
Layla was at a critical risk of heart failure.
- Leyla kalp yetmezliği için kritik bir riskteydi.
- kâlp zarı
- pericardium
- kâlp zarı iltihabı
- pericarditis
- kâlp çarpıntısı
- tremor of the heart
- kâlp şeklinde
- cordate
- kâlp şeklinde
- heartshaped
- kâlp şeklinde yaprak
- obcordate
- kapalı kalp ameliyatı
- closed-heart surgery
- atmak (kalp)
- pulsate
- atış (kalp)
- beat
- güm güm vurmak (kalp)
- thump
- iskemik kalp hastalığı
- (Tıp) ischemic heart disease
- iskemik kalp hastalığı
- (Tıp) ischemic
- koroner kalp hastalığı
- (Tıp) coronary artery disease
- kırık kalp
- broken heart
Time heals all broken hearts.
- Zaman tüm kırık kalpleri iyileştirir.
- kalpler
- hearts
Time heals all broken hearts.
- Zaman tüm kırık kalpleri iyileştirir.
He makes young girls' hearts flutter.
- O, genç kızların kalplerini çarptırıyor.
- avutmaya çalışırken kâlp kıran kimse
- Job's comforter
- açık kalp ameliyatı
- open heart surgery
- açık kalp ameliyatı
- open-heart surgery
- en fazla kalp atışı
- (Bilgisayar) maximum pulse
- güçlü kalp
- athletic heart
- hızlı atmak (kalp)
- palpitate
- koroner kalp hastalığı
- coronary heart disease
- kulakçık (kalp)
- (Anatomi) auricle
- mekanik kalp
- (Tıp) mechanical heart
- pasta ve kalp
- cake and heart
- pulmoner kalp hastalığı
- (Tıp) pulmonary heart disease
- sigaradan kaynaklanan kalp rahatsızlığı
- smoker's heart
- sigaradan olan kalp hastalığı
- tobacco heart
- yapay kalp
- (Tıp) artificial heart
- yapay kalp pili
- (Tıp) artificial cardiac pacing
- yüce kalp
- big heart
- yüksükotundan yapılan kâlp ilacı
- digitalis
- zayıf kâlp
- dickey heart
- zayıf kâlp
- dicky heart