kâşif

listen to the pronunciation of kâşif
Türkçe - İngilizce
explorer

The voices coming from the jungle frightened the explorers. - Ormandan gelen sesler kaşifleri korkuttu.

Early explorers used the stars for navigation. - İlk kaşifler navigasyon için yıldızları kullandılar.

discoverer
{i} explorer

Christopher Columbus wasn't an explorer because he loved the sea. He was an explorer because he hated Spanish jails. - Kristof Kolomb bir kaşif değildi çünkü denizi seviyordu. O bir kaşifti çünkü İspanyol hapishanelerinden nefret ediyordu.

The voices coming from the jungle frightened the explorers. - Ormandan gelen sesler kaşifleri korkuttu.

explorer; discoverer
inventor
pathfinder
inventer
revealer
kaşifler
explorers

The voices coming from the jungle frightened the explorers. - Ormandan gelen sesler kaşifleri korkuttu.

Early explorers used the stars for navigation. - İlk kaşifler navigasyon için yıldızları kullandılar.

Türkçe - Türkçe
Bulucu
(Osmanlı Dönemi) keşfedici, keşfeden
KÂŞİF
(Osmanlı Dönemi) Mısır'da nâhiye veya kaza idarecilerine verilen ad
KÂŞİF
(Osmanlı Dönemi) Keşfedici. Keşfeden. Gizli bir şeyi meydana çıkarıp, izah eden. Açıklayan