Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir.
- Reading a book can be compared to making a journey.
Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim.
- From Sendai I extended my journey to Aomori.
Yolculuk henüz başladı.
- The journey has just begun.
Ne keyifli bir yolculuk yaptık!
- What a pleasant journey we had!
Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.
- The object of the journey was to visit Grandma.
Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
- I want to go on a journey around the world if possible.
Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim.
- From Sendai I extended my journey to Aomori.
O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.
- Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter.
Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
- I want to go on a journey around the world if possible.
Bana yolculuğu sırasında çektiği fotoğrafları gösterdi.
- She showed me the snaps which she had taken during her journey.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
- They finished eighty miles' journey.
we went on journey across Europe.
But whan ye have done that journey, ye shall promyse me, as ye ar a trew knyght, for to go and helpe me and other damesels that ar dystressed dayly with a false knyght.
... supermodel serving free shot at the truce throughout the journey ...
... That's what this journey of personal computing ...