jewels, collectively; as, a bride's jewelry

listen to the pronunciation of jewels, collectively; as, a bride's jewelry
İngilizce - Türkçe

jewels, collectively; as, a bride's jewelry teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

jewelry
{i} mücevherat

Neden büyük annenin mücevheratını çaldın? - Why did you steal your grandmother's jewelry?

Tom Mary'ye hiç mücevherat vermedi. - Tom has never given Mary any jewelry.

jewelry
{i} takı

Mary genellikle takı takmaz. - Mary doesn't usually wear jewelry.

Bazı erkekler takı takar. - Some men wear jewelry.

jewelry
mücevher

Kutu bazı eski mücevherler içeriyor. - The box contains some old jewelry.

Onun mücevher kutusunu elden çıkarmak zorunda kaldı. - She had to part with her jewelry box.

jewelry
bkz.jewellery
jewelry
{i} kuyumculuk
İngilizce - İngilizce
jewelry
jewels, collectively; as, a bride's jewelry