Sovyetler Birliği 1957 yılında Sputnik I'i fırlattı.
- Die Sowjetunion startete Sputnik I im Jahre 1957.
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- Sie wird mindestens zwei Jahre brauchen, um für diesen Posten qualifiziert zu sein.
Beni kaç yıldır tanıyorsun?
- Wie viele Jahre kennst du mich schon?
O, altmış yaşında ve beş yıldır dul.
- Sie ist sechzig Jahre und seit fünf Jahren verwitwet.
Saçı uzun değildi geçen sene.
- Voriges Jahr waren ihre Haare nicht lang.
Seneler nereye kayboldular ?
- Wo sind die Jahre geblieben?
Tekstil endüstrisi serbest rekabet pazarına önümüzdeki yıllarda uyum sağlayacaktır.
- Die Textilindustrie wird sich in den nächsten Jahren an einen Markt des freien Wettbewerbs anpassen.
Az insan, yüz yıldan daha uzun yaşar.
- Wenige Menschen leben länger als hundert Jahre.
Babası geçen sene ölmüş.
- His father died last year.
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
Geçen yıl Londra'ya gittik.
- We went to London last year.
Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
- Visitors to that town increase in number year by year.
Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı.
- When Justin Bieber started his music career, he was fourteen years old.
Babam yakında kırk yaşında olacak.
- My father will soon be forty years old.
Böyle bir mikrodalga fırınla, her zaman Yılbaşı gecesidir!
- With a microwave oven like this, it's always New Year's Eve!
Tom son iki yıldır para çalıyordu ve Mary bunu her zaman biliyordu.
- Tom was stealing money for the last two years, and Mary knew it all the time.
Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra.
- The Russians copy the French ways, but always fifty years later.
On yıl uzun bir zamandır.
- Ten years is a long time.
Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?
- What time of year do you usually like to spend time on the beach?
Tayfunlar her yıl zarara yol açar.
- Typhoons bring about damage every year.
Gelecek yıl zor olacak.
- Next year will be tough.
It's quite difficult to master French in 2 or 3 years.
- Es ist ziemlich schwierig, Französisch nach 2, 3 Jahren zu beherrschen.
It is not rare at all to live over ninety years.
- Es ist überhaupt nicht selten, länger als neunzig Jahre zu leben.
I came to Japan last year.
- Ich kam vergangenes Jahr nach Japan.
I put on a little weight last year.
- Vergangenes Jahr habe ich ein wenig zugenommen.