Anne kedi kuşları avlamak için dışarı çıktı.
- The mother cat went out hunting birds.
İnsanların yiyecek için avlanmanın dışında yapacakları çok az şeyleri vardı.
- The men had little to do except hunt for food.
Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi.
- This park used to be a hunting ground for a noble family.
O, polis tarafından avlandı.
- He is hunted by the police.
Milli parklarda avlanmaya izin verilmez.
- Hunting is not allowed in national parks.
Ben gerçekten iş aramaktan nefret ediyorum.
- I really hate job hunting.
O, iş aramakla meşguldür.
- He is busy with job hunting.
Do you have a hunting license?
- Haben Sie einen Jagdschein?
A hunt is on for the runaway.
- Es findet eine Jagd auf den Ausreißer statt.