I serve on a jury about once a year.
- Yaklaşık yılda bir kez bir jüride görev yaparım.
The grand jury indicted Tom for murder.
- Büyük jüri Tom'u cinayetle suçladı.
A grand jury found him not guilty of any crime.
- Büyük jüri onu herhangi bir suçtan suçlu bulmadı.
The grand jury decided not to indict the police officer.
- Büyük jüri, polis memurunu suçlamamaya karar verdi.
Sami had many jurors lobbying on his behalf.
- Sami'nin adına lobi yapan birçok jüri üyesi vardı.
The twelfth juror is missing.
- Onikinci jüri üyesi eksik.