izlenemez

listen to the pronunciation of izlenemez
Türkçe - İngilizce
untraceable
{a} that cannot be traced, intricate
incapable of being traced or tracked down; "an untraceable source
{s} impossible to trace
incapable of being traced or tracked down; "an untraceable source"
Not able to be traced or tracked down
If someone or something is untraceable, it is impossible to find them. a world where electronic crime is untraceable
izle
(Bilgisayar) watch

I grew up watching Pokemon. - Pokémon izleyerek büyüdüm.

I like watching Code Lyoko. - Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.

izle
{f} trace

NASA's Mars rover discovered traces of a river bed. - NASA'nın Mars gezicisi bir nehir yatağının izlerini keşfetti.

Their traces can still be found. - İzleri hala bulunabilir.

izle
{f} follow

The dog followed me to my home. - Köpek beni evime kadar izledi.

The dog followed its master, wagging its tail. - Köpek kuyruğunu sallayarak, sahibini izledi.

izle
(Bilgisayar) follow-up
izle
(Bilgisayar) follow up
izle
(Bilgisayar) track

They followed the tracks the car had left. - Arabanın bıraktığı izleri takip ettiler.

I followed the deer's tracks. - Ben geyiğin izlerini izledim.

izle
(Bilgisayar) monitor
izle
{f} following

I didn't see anybody following us. - Bizi izleyen birini görmedim.

Tom noticed that Mary was following him. - Tom Mary'nin kendisini izlediğini fark etti.

izle
{f} monitoring

Oliver thought that his parents, Tom and Mary, weren't setting rules or monitoring his whereabouts. - Oliver ebeveynleri Tom ve Mary'nin kurallar koymadığını ya da onun nerede olduğunu izlemediklerini düşündü.

izle
{f} watching

I grew up watching Pokemon. - Pokémon izleyerek büyüdüm.

The student became very nervous with the teacher watching him. - Öğrenci öğretmenin onu izlemesine çok kızdı.

izle
{f} tracing
izle
{f} tracking

Layla, an Aborigene, made use of her renowned tracking skills. - Aborijin olan Leyla, meşhur izleme becerilerini kullandı.

izle
{f} hound
izle
sleuth
izle
supervene
izle
{f} trail

Boys trail girls in language skills. - Oğlanlar dil becerileri konusunda kızları izler.

I don't want to leave any paper trails. - Ben herhangi kağıt izleri bırakmak istemiyorum.

izle
dogs

The hunting dogs followed the scent of the fox. - Av köpekleri tilkinin kokusunu izledi.

izle
dogged
izle
spoor
İngilizce - İngilizce

izlenemez teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

izle
A spark, ember
izlenemez