My father usually watches television after dinner.
- Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
I grew up watching Pokemon.
- Pokémon izleyerek büyüdüm.
There were traces of blood inside Dan's car.
- Dan'ın arabasının içinde kan izleri vardı.
Their traces can still be found.
- İzleri hala bulunabilir.
I followed the deer's tracks.
- Ben geyiğin izlerini izledim.
Tom tried his best to cover his tracks so he could save face.
- Tom izlerini kapatmak için elinden geleni denedi böylece yüzünü kurtarabildi.