I was in better shape back then.
- O zamanlar gerçekten daha iyi şekildeydim.
No matter how hard I try, I can't do it any better than she can.
- Ne kadar çok çabalarsam çabalayayım, onu, onun yapabildiğinden daha iyi şekilde yapamam.
Tom did the job to the best of his ability.
- Tom işi elinden gelen en iyi şekilde yaptı.
I translated the poem the best I could.
- Elimden geldiğince şiiri en iyi şekilde çevirdim.