There are many products imported from Poland to Turkey.
- Polonya'dan Türkiye'ye ithal edilen bir sürü ürün var.
She drives an imported car.
- O ithal bir araç sürer.
I think they should put a heavy tax on imports.
- Sanırım onlar ithalatlara ağır bir vergi koymalılar.
There are many products imported from Poland to Turkey.
- Polonya'dan Türkiye'ye ithal edilen bir sürü ürün var.
The importation of rare wild animals to this country is strictly prohibited.
- Ender vahşi hayvanların bu ülkeye ithalatı kesinlikle yasaklanmıştır.
Different countries import many goods.
- Farklı ülkeler, pek çok mal ithal etmektedirler.
He imports clothes from Turkey.
- O Türkiye'den giysiler ithal etmektedir.
Tom drives an imported car.
- Tom ithal edilmiş bir arabayı kullanıyor.
This is a crude material imported from Malaysia.
- Bu, Malezya'dan ithal edilmiş bir ham maddedir.
Japan has to import most of its raw materials.
- Japonya ham maddelerinin çoğunu ithal etmek zorunda.