Tom is obedient, isn't he?
- Tom itaatkâr, değil mi?
Tom is being very obedient today, isn't he?
- Tom bugün çok itaatkar davranıyor, değil mi?
Tom is usually quite observant.
- Tom genellikle oldukça itaatkâr.
I'm not as observant as I should be.
- Olmam gerektiği kadar itaatkâr değilim.
The kids nodded obediently.
- Çocuklar itaatkar bir şekilde başını salladı.
Fadil watched the crime obediently.
- Fadıl suçu itaatkar bir şekilde izledi.