Would you like coffee or tea?
- Çay veya kahve ister misin?
Would you like to dance with me?
- Benimle dans etmek ister misin?
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
I don't require your understanding.
- Anlayışını istemiyorum.
Did you request a new desk?
- Yeni bir masa istediniz mi?
The request became a hot political issue in the presidential campaign.
- İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
I would like to but I have a required course tonight.
- İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
Mary requested a raise from her boss.
- Mary patronundan bir zam istedi.
He requested my assistance.
- O benim yardımımı istedi.
I have some cravings.
- Benim bazı isteklerim var.
I don't want to see your faces.
- Yüzlerinizi görmek istemiyorum.
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Tom decided to call for help.
- Tom yardım istemeye karar verdi.
Tom heard Mary call for help.
- Tom Mary'nin yardım istediğini duydu.
If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either.
- Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.
I assume you are willing to take the risk.
- Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
Your English composition leaves almost nothing to be desired.
- Senin ingilizce kompozisyonun neredeyse istenecek bir şey bırakmıyor.
There remains nothing to be desired.
- İstenilen bir şey yok.