istemci

listen to the pronunciation of istemci
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) requester
client

What's your favorite email client? - Favori eposta istemcin kimdir?

istem
volition
istemci ekle
(Bilgisayar) add client
istemci sunucu
client-server
istemci yazılımı
(Bilgisayar) client software
istemci-sunucu
(Bilgisayar) client/server
istemci-sunucu mimarisi
client-server architecture
istemci-sunucu uygulaması
(Bilgisayar) client/server application
istemci/sunucu
(Bilgisayar) client-server
istemci bilgisi
(Bilgisayar) clientinfo
istemci kimlik doğrulaması
(Bilgisayar) client authentication
istemci sil
(Bilgisayar) delete client
istemci sunucu modeli
(Bilgisayar) client-server model
istemci sunucu uygulaması
(Bilgisayar) client-server application
istemci sıd
(Bilgisayar) client sid
istemci yükle
(Bilgisayar) install client
istemci-satıcı
(Bilgisayar) client-vendor
istem
request

I must request you to obey my orders. - Emirlerime uymanı istemeliyim.

As you requested, I have attached a recent passport-sized photograph. - İstemiş olduğunuz gibi, yeni çekilmiş bir vesikalık fotoğrafımı ekledim.

istem
(Ticaret) run

I don't want to run into them. - Onlara rastlamak istemiyorum.

I don't feel like running all the way to the station. - Canım istasyona kadar tüm yolu koşmak istemiyor.

istem
(Bilgisayar) prompt
istem
claim

I do not want to reject this claim. - Ben bu iddiayı reddetmek istemiyorum.

istem
option

Are you sure you don't want to consider another option? - Başka bir seçenek düşünmek istemediğinden emin misin?

istem
call

If I were abroad and I ran out of money, I would call my parents to ask for more. - Yurt dışında olsam ve param bitse, ben daha fazla istemek için ailemi ararım.

This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict. - Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.

istem
will

If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either. - Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.

Jack made me go there against my will. - Jack, istemediğim halde beni oraya gönderdi.

istem
will, volition
istem
demand, request; will, volition
istem
formal request, demand
istem
demand

We're here to demand justice. - Adalet istemek için buradayız.

I didn't demand anything. - Hiçbir şey istemedim.

istem
solicitation
istem
(Ekonomi)demand
yerel istemci
local client
İstemci
prompt
Türkçe - Türkçe

istemci teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

istem
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
istem
İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
istem
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu: "Senin yanındayım, sana geliyorum / Senin isteminle cana geliyorum."- F. Halıcı. İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
İSTEM
(Osmanlı Dönemi) Zulüm ve sitem
istemci