isim teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- name
I couldn't remember their names.
- Onların isimlerini hatırlayamadım.
Among the Uighurs, a Naming Celebration is held after a child is given a name.
- Uygurlar arasında, isim verme töreni bir çocuğa isim verildikten sonra düzenlenir.
- noun
A noun can be singular or plural.
- Bir isim tekil veya çoğul olabilir.
In Esperanto, nouns end in o. The plural is formed by adding a j.
- Esperantoda, o ile biten isimler. Çoğul bir j ekleyerek oluşturulur.
- first name
The most common first name in the world is Mohammed.
- Dünyadaki en yaygın isim Muhammed'dir.
Tom's was the first name on the list of persons of interest after Mary's murder.
- Mary'nin cinayetinden sonra Tom'unki ilgi kişiler listesinde ilk isimdi.
- praenomen
- designatio
- christian name
- reputation
- denomination
- record
- name (of a person or thing), appellation
- gram. noun
- title (of a book, a painting, a musical composition, etc.)
- person: Bertan'ın hayatında yeni isimler var artık. Bertan's got new people in his life now
- forename
- name; title; noun; reputation, name
- given name
- appellation
- designation
- (Hukuk) substantive
- title
- character
- repute
- moniker
- appeliation
- of name
- verbal
- isim hatası
- misnomer
- isim vermek
- dub
- isim cümlecikleri
- (Dilbilim) noun clauses
- isim cümlesi
- (Dilbilim) noun clause
- isim hakkı kullanma
- (Ticaret) franchising
- isim koyan
- denominator
- isim koymak
- call
- isim levhası
- name-plate
- isim tabelası
- escutcheon
- isim takmak
- style
- isim tamlaması
- (Dilbilim) possessive construction
- isim ve rütbe listesi
- (Askeri) muster roll
- isim verilmiş varlıklar
- (Bilgisayar) named entities
- isim vermek
- denominate
- isim vermek
- give a name
- isim vermek
- entitle
- isim yapmak
- become famous
- isim çözümleme
- (Bilgisayar) name resolution
- isim-fiil
- gerund
- isim babası
- father. a man who creates, originates, or founds something.the person who glossed it
- isim hali
- case
- isim soylu
- (Dilbilim) Nominal
- isim açıklamamak
- name no names
- isim cinsi
- gender
- isim cümlesi gram
- sentence that has "to be" as its main verb
- isim defterine kaydeden
- enroller
- isim etiketi
- nametag
- isim fiil
- gerund
- isim fiil
- verbal
- isim fiil
- verbal noun
- isim fişi
- name ticket
- isim hali
- locative case
- isim hali
- locative
- isim hali gram. case
- (of a noun)
- isim ile ilgili
- nounal
- isim kartı
- name card
- isim kartı
- name tag
- isim koymak
- name
- isim koymak
- christen
- isim koymak
- baptize
- isim koymak
- to give (someone, something) a name, name
- isim levhası
- plate
- isim levhası
- signboard
- isim levhası
- sign
- isim levhası
- nameplate
- isim listesi
- scrip
- isim niteliğinde
- substantival
- isim okuyarak oylama
- (Politika, Siyaset) vote by roll call
- isim olarak kullanılan
- substantive
- isim olarak tanımak
- know somebody by name
- isim olarak tanımak
- know by name
- isim panosu
- telegraph
- isim panosu
- telegraph board
- isim plâkası
- escutcheon
- isim plâkası
- scutcheon
- isim takmak
- nickname
- isim takmak
- to nickname
- isim takımı gram
- two or more nouns grammatically related as possessor and possessed or modifier and modified
- isim tamlaması gram
- two or more nouns linked together to form a grammatical unit (e.g. okulun bahçesi, kız lisesi, altın saat)
- isim ve adres
- name and address
- isim veren kişi
- namer
- isim vererek göstermek
- designate with a term
- isim verilmesi gereken
- namable
- isim vermeden konuşmak
- tell anonymously
- isim vermek
- term
- isim vermek
- name names
I don't want to name names.
- İsim vermek istemiyorum.
Tom didn't want to name names.
- Tom isim vermek istemedi.
- isim vermek
- name
Tom didn't want to name names.
- Tom isim vermek istemedi.
To give names to celestial objects, astronomers use Latin.
- Astronomlar gök nesnelere isim vermek için Latince kullanır.
- isim vermek
- to name, to give a name
- isim vermek
- to name, give (someone, something) a name
- isim vermek
- mention names
- isim yapmak
- to become famous
- isim yapmak
- to become famous, make a name for oneself
- isim yapmak
- make a name
- isim yoklaması
- roll call
- isim yortusu
- name day
- isim öğretisi
- (Edebiyat) onomatodoxy
- isim şeklinde olma
- substantive
- isim/değer ikilileri
- (Bilgisayar) name/value pairs
- ismin -e halindeki isim
- (Dilbilim) indirect object
- afişteki isim
- headline
- bilimsel isim
- (Denizbilim) scientific name
- isimler
- (Dilbilim) nouns
How do you make nouns plural?
- İsimleri nasıl çoğul yaparsın?
In Esperanto, nouns end in o. The plural is formed by adding a j.
- Esperantoda, o ile biten isimler. Çoğul bir j ekleyerek oluşturulur.
- soy isim
- surname
- windows internet isim hizmeti
- windows internet name service
- yolcu isim kaydı
- passenger name record
- Güle başka isim verseler de yine gül
- (Atasözü) A rose by another name would smell as sweet
- isimler
- names
I'm really bad with names, but I never forget a face.
- Ben isimlerde gerçekten kötüyüm, ama bir yüzü asla unutmam.
I couldn't remember their names.
- Onların isimlerini hatırlayamadım.
- kırım hanlarının veliahtlarına verilen isim
- the name given to the Crown Inn carnage
- soy isim
- last name
- özel isim
- Proper noun
- alay etmek için isim takma
- name-calling
- cins isim
- common noun
- cins isim
- appellative name
- den halinde isim fiil
- supine
- eksik isim
- (Denizbilim) nomen imperfectum
- eksiksiz isim
- (Denizbilim) nomen inviolatum
- gereksiz isim
- (Denizbilim) nomen superfluum
- geçici isim
- (Denizbilim) nomen provisorium
- gizli isim
- cryptonym
- i halinde isim fiil
- supine
- ikinci isim
- byname
- ilk isim
- forename
- isim koymak
- {f} denominate
- isimler
- nomenclature
- kapı isim plâkası
- doorplate
- kimyasal isim
- chemical name
- kitabın içine yapıştırılan isim etiketi
- bookplate
- sahte isim
- alias
- sahte isim
- (Edebiyat) allonym
- sahte isim kullanma
- personation
- standart isim
- (Askeri) standard nomenclature
- sıfır isim
- (Denizbilim) nomen nullum
- tekil isim
- singular
In English, we should use the pronouns a or an before singular nouns like house, dog, radio, computer, etc.
- İngilizcede a ya da an gibi zamirleri house, dog, radio, computer, v.b. tekil isimlerin önünde kullanırız.
- uzun isim
- (Askeri) long title
- yanlış isim kullanma
- misnomer
- yasak isim
- (Denizbilim) nomen vetitum
- yeni isim
- (Denizbilim) nomen novum
- yeni isim koymak
- rename
- yerine zamir gelen isim
- antecedent
- yüklem oluşturan isim
- predicate noun