irileştirmek

listen to the pronunciation of irileştirmek
Türkçe - İngilizce
to make large, to coarsen
coarsen
iri
huge

Two huge bull elephants duelled for several days to determine which one would father the next generation. - İki iri boğa fili, hangisinin yeni nesil babası olacağını belirlemek için birkaç gün boyunca düello yaptı.

Yesterday I went to the zoo and saw a huge walrus. - Dün hayvanat bahçesine gittim ve iri bir denizayısı gördüm.

iri
{s} large

He was large, not to say fat. - Ona şişman denmez, iriydi.

iri
stout
iri
gross
iri
monster
iri
hefty
iri
hulking
iri
big

Mary has big brown eyes. - Mary'nin iri kahverengi gözleri var.

Ken's dog is very big. - Ken'in köpeği çok iri.

iri
good sized
iri
elephantine
iri
enormous

Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts. - Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.

An elephant is an enormous animal. - Filler iri bir hayvandır.

iri
maxi
iri
massive
iri
large, big, bulky, massive, huge; coarse
iri
coarse, coarse-grained, having coarse particles
iri
portly
iri
chopping
iri
bulky

This wooden piece of furniture is too bulky. - Bu ahşap mobilya parçası fazla iridir.

iri
large, huge, big
iri
corpulent
iri
ample
iri
giant
iri
jumbo
iri
gargantuan
iri
spankiny
iri
thump
iri
prodigious
iri
monstrous
İngilizce - İngilizce

irileştirmek teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

iri
The International Research Institute for Climate Prediction; housed at Columbia University’s Earth Institute Its mission is to accelerate the ability of societies worldwide to cope with climate, especially those events that cause devastating impacts to humans and the environment
iri
(Informal Reading Inventory) Instrument used by teachers to determine an accurate reading level such as: Sucher-Allred Jerry Johns Basic Reading Inventory S T A R Reading Program Teacher made
iri
from hairu, to enter
iri
Institute on Rehabilitation Issues
Türkçe - Türkçe

irileştirmek teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

iri
Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan: "Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu."- Ö. Seyfettin
iri
Oylumlu, kocaman
iri
Olağandan büyük
iri
Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan
irileştirmek