iptal etme

listen to the pronunciation of iptal etme
Türkçe - İngilizce
(Kanun) annulment
(Kanun) quashing
(Ticaret) revocation
(Politika, Siyaset) abolition
(Kanun) disaffirmance
repeal
overriding
(Kanun) disaffiliation
rescinding
(Ticaret) invalidation
(Ticaret) recission
cancelling [Brit.]
canceling
vitiation
surrender
annulling
{i} cancelling
writeoff
iptal etmek
cancel

Tom may have to cancel the party. - Tom partiyi iptal etmek zorunda kalabilir.

We don't want to cancel. - İptal etmek istemiyoruz.

iptal etmek
abolish
iptal etmek
annul
iptal etmek
call off

I had to call off the party. - Partiyi iptal etmek zorunda kaldım.

To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to. - Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.

iptal etmek
revoke
iptal etmek
1. to cancel. 2. to annul
iptal etmek
{f} repeal
iptal etmek
reverse
iptal etmek
{f} void
iptal etmek
negate
iptal etmek
{f} nullify
iptal etmek
crossout
iptal etmek
destroy
iptal et
(Bilgisayar) drop
iptal et
(Bilgisayar) quit
iptal et
abolish

We must abolish the death penalty. - Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.

iptal etmek
setaside
iptal etmek
(Kanun) cassare
iptal etmek
(Havacılık) deselect to
iptal etmek
cancel out
iptal etmek
undo
iptal etmek
cancel something
iptal etmek
scuttle
iptal etmek
disannul
iptal etmek
declare off
iptal etmek
recall
iptal etmek
(Kanun) aboush
iptal etmek
wash out
iptal etmek
(Politika, Siyaset) disannual
iptal etmek
(Kanun) give notice of cancellation
iptal etmek
(Ticaret) write off (down)
iptal etmek
decertify
iptal etmek
deselect
iptal etmek
nix
iptal etmek
cripple
iptal et
invalidate
iptal et
{f} overriding
iptal et
{f} cancelling
iptal et
{f} repeal
iptal et
{f} invalidated
iptal et
{f} overridden
iptal et
cancel out
iptal et
countermand
iptal et
{f} rescinding
iptal et
rescind

Tom rescinded his offer. - Tom teklifini iptal etti.

iptal et
cancel

Tom may have to cancel the picnic. - Tom pikniği iptal etmek zorunda kalabilir.

Tom may have to cancel the party. - Tom partiyi iptal etmek zorunda kalabilir.

iptal etmek
drop
iptal etmek
quash
iptal etmek
overrule
iptal etmek
scrub
iptal etmek
rescind
iptal etmek
abrogate
iptal etmek
call of

To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to. - Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.

I had to call off the party. - Partiyi iptal etmek zorunda kaldım.

iptal etmek
to cancel
iptal etmek
call sth off
iptal etmek
to be canceled
iptal etmek
cancelling
iptal et
revoke

Are you really going to get your license revoked? - Gerçekten ehliyetini iptal ettirecek misin?

I got my license revoked. - Lisansımı iptal ettirdim.

iptal et
disannul
iptal etmek
irritate
iptal etmek
(Hukuk) (belge, organizasyon, politika, borç) cancel
iptal etmek
to cancel, to annul, to call sth off, to rescind, to nullify, to scrub
iptal etmek
abort

I don't want to abort the mission now. - Şimdi görevi iptal etmek istemiyorum.

iptal etmek
set aside
iptal etmek
invalidate
iptal etmek
stultify
iptal etmek
blank out
iptal etmek
write off
iptal etmek
annihilate
iptal etmek
avoid
iptal etmek
(üyelik vb.) suspend
iptal etmek
countermand
iptal etmek
(Hukuk) to annul, to cancel, to rescine
iptal etmek
remit
iptal etmek
disallow
iptal etmek
{f} vacate
iptal etmek
{f} disaffirm
iptal etmek
(deyim) call sth. off
yerine başka bir şey koyarak iptal etme
supersession
Türkçe - Türkçe

iptal etme teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

iptal etmek
Kullanıştan kaldırmak; bozmak
iptal etmek
Hükümsüz bırakmak, çürütmek
İptal etme
(Osmanlı Dönemi) TEMHİK
iptal etme