Sizi bir partiye davet etmek istiyorum.
- I want to invite you to a party.
Sizi partiye davet etmek istiyorum.
- I'd like to invite you to the party.
Karısı davetkar konukları severdi.
- His wife liked inviting guests.
Su sıcak ve davetkardı.
- The water was warm and inviting.
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
- I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.
- I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.
Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.
- I cannot go to the party, but thank you for inviting me all the same.
Beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.
- Thank you very much for inviting me.
Wearing that skimpy dress, you are bound to invite attention.