introduction activities publications search

listen to the pronunciation of introduction activities publications search
İngilizce - Türkçe

introduction activities publications search teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

start
{i} başlama

Ne yaparsan yap,doğru adımla başlamak kaçınılmazdır. - Whatever you're doing, starting off on the right foot is essential.

Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur. - Tea and coffee helps to start the day.

start
(Bilgisayar) nesnesini başlat
start
çalışmak

Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin? - I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?

start
yolverme
start
çalışma

Tom Mary ile çalışmaya başladığından beri üç yıl oldu. - It's been three years since Tom started working for Mary.

Üniversiteyi bitirdiğimde, derhal çalışmaya başladım. - On finishing university, I started working right away.

start
(back ile) geri dönmek için yola çıkmak
start
sıçrama

Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı. - Tom started bouncing up and down on the bed.

Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı. - The children started bouncing up and down on the couch.

start
{i} başlangıç

Biz erken bir başlangıç yaptık. - We got an early start.

Sürücüler başlangıç çizgisindeler ve gitmek için çok istekliler. - The drivers are at the starting line and raring to go!

start
{f} başlamak

Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım. - I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.

Çok uzun bir tatil birini tekrar işe başlamak için isteksiz yapar. - Too long a holiday makes one reluctant to start work again.

start
{f} kaynaklanmak
start
{f} korkutup kaçırmak
start
{i} harekete geçme
start
kuş kuyruğu biçiminde parça
start
{i} avantaj

Tom beni daha avantajlı başlattı. - Tom gave me a head start.

start
{i} spor start, depar, çıkış
start
{i} yola çıkma: Let's get an early start. Erken yola çıkalım
start
başlamak; başlatmak: It started to rain. Yağmur yağmaya başladı. They've started fighting. Dövüşmeye başladılar. Prices start at fifteen
start
irkilme/başlangıç
start
{f} koyulmak
start
{f} kurmak

Ben bir aile kurmak istiyorum. - I want to start a family.

Dan ve Linda bir aile kurmak için hazırdı. - Dan and Linda were ready to start a family.

İngilizce - İngilizce
start
introduction activities publications search

    Heceleme

    in·tro·duc·tion activities publications search

    Türkçe nasıl söylenir

    întrōdʌkşın äktîvıtiz pʌblîkeyşınz sırç

    Telaffuz

    /ˌəntrōˈdəksʜən akˈtəvətēz ˌpəbləˈkāsʜənz ˈsərʧ/ /ˌɪntroʊˈdʌkʃən ækˈtɪvətiːz ˌpʌblɪˈkeɪʃənz ˈsɜrʧ/