Polis Tom'u sorgulamak istiyor.
- The police want to interrogate Tom.
Bugün sorgulanmadın, değil mi?
- You weren't interrogated today, right?
Sorgulanmayı sevmiyorum.
- I don't like being interrogated.
Sami bu küçük odada sorgulandı.
- Sami was interrogated in this small room.
Tutuklanmamdan hemen sonra birkaç kez sorgulandım.
- Right after my arrest I was interrogated several times.
O bir şüpheliyi sorguya çekti.
- She interrogated a suspect.
Polis Tom'u sorguya çekti.
- The police interrogated Tom.
Soru zamirleri, yabancı bir dilde ustalaşmak için zor olabilir.
- Interrogative pronouns can be difficult to master in a foreign language.
O, Guantanamo'da sorgu yargıcı olarak çalıştı.
- He worked as an interrogator at Guantanamo.
The police interrogated the suspect at some length before they let him go.