Harici düşmanları yenmek yetmez, dahili düşmanları da imha etmek lazımdır.
- It is not enough to defeat our external enemies, it is also necessary to exterminate our internal enemies.
Tom bilgisayarda bulunan dahili hard diskteki tüm dosyaları harici bir hard diske kopyaladı.
- Tom copied all the files on his internal hard disk to an external hard disk.
O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
- That politician is well versed in internal and external conditions.
Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
- We dissected a frog to examine its internal organs.
Bu çocuk duygularını içselleştirir ve bunları ifade etmez.
- This child internalizes his emotions and does not express them.
İçten yanmalı motorlar, yakıt ve hava karışımını yakarlar.
- Internal combustion engines burn a mixture of fuel and air.
Tom bir stajyer doktor.
- Tom is a medical intern.
Tom bir stajyer olarak çalışıyor.
- Tom works as an intern.
O, Japonya'nın içişleri hakkında iyi bir bilgiye sahip.
- He has a good knowledge of the internal affairs of Japan.
Hiçbir ülkenin başka bir ülkenin içişlerine müdahale etmemesi gerekir.
- No country should interfere in another country's internal affairs.
homogeneous solid possessing lonng-range ,three dimensional internal order.
Tom bir stajyer doktor.
- Tom is a medical intern.
We saw the internal compartments.
The nation suffered from internal conflicts.
An internal investigation was conducted.
Her bleeding was internal.
The government interned thousands of Japanese-Americans during World War II.
I'll be interning at Universal Studios this summer.
... lf you don't have fire, you can't have the internal combustion engine. ...
... York Times" and had gone through all the internal ...