interior; interior part

listen to the pronunciation of interior; interior part
İngilizce - Türkçe

interior; interior part teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

inside
{i} iç taraf

Kapının tam iç tarafında bir köpek buldum. - I found a dog just inside the gate.

inside
{i}

Biri beni içeri itti. - Someone pushed me inside.

Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı. - Yuriko, a marine biology grad student, fell asleep inside a fish tank and awoke covered in octopuses and starfish.

inside
içindeki

Duvarların içindeki askerler iyi korunuyordu. - Troops inside the walls were well protected.

Evin içindeki herkesi almaya çalışman gerekiyor. - We need to try to get everybody inside the house.

inside
(Konuşma Dili) özünde

Özünde, hepimiz birbirimize benzeriz. - We are all alike, on the inside.

inside
(Konuşma Dili) esasında
inside
içerisinde

Tom evinin içerisinde kim olduğunu biliyordu. - Tom knew who was inside his house.

Bu kutunun içerisinde bir şey var. - There's something inside this box.

inside
içerisine
inside
içteki
inside
ç
inside
{i} karın

Böceklerin organlarının çoğu karınlarındadır. - Most of a insect's organs are inside its abdomen.

Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı. - Tom looked at the snow falling inside the snow globe.

inside
gizli

Mary bir pasta içinde ceza evine bir demir testeresi bıçağını gizlice sokmaya çalıştı. - Mary tried to smuggle a hacksaw blade into the prison inside a cake.

inside
kodeste
inside
içeriye/içerde
inside
sayfanın iç kısımlarında
inside
içerde

Belki içerde kalsam daha iyi olur. Hava böyleyken kim dışarı çıkmak ister? - Maybe it would be better if I were to just stay inside. Who wants to go out when the weather's like this?

İçerdeydim, bekliyordum. - I was inside, waiting.

inside
z. içeride; içeriye
inside
(zarf) içeride, içeriye
İngilizce - İngilizce
{i} inside
interior; interior part