intense; extreme in degree or extent

listen to the pronunciation of intense; extreme in degree or extent
İngilizce - Türkçe

intense; extreme in degree or extent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

terrible
korkunç

Bu gerçekten korkunç. - This is really terrible.

Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor. - Ken seems to have a terrible cold.

terrible
{s} berbat

Ben bugün berbat hissediyorum. - I feel terrible today.

O berbat bir soğuk aldı. - He caught a terrible cold.

terrible
{s} çok kötü

O zaman çok kötü görünüyordu. - She looked terrible at that time.

O gerçekten çok kötü mü? - Is it really so terrible?

terrible
{s} korkunç: The side effects of this drug are terrible. Bu ilacın yan etkileri korkunç
terrible
{s} müthiş

O sözcük oyunu müthiştir. - That pun is terrible.

Tom müthiş bir keşif yaptı. - Tom made a terrible discovery.

terrible
(Argo) bombok
terrible
dehşet verici

Bu yol dehşet verici. - This road is terrible.

terrible
sunturlu
terrible
rezil
terrible
aşırı
terrible
çok

O zaman çok kötü görünüyordu. - She looked terrible at that time.

Çok kötü bir ikilemdeyim. - I am in a terrible dilemma.

terrible
aşırı derecede
terrible
berbat/korkunç
terrible
korkulacak
terrible
{s} çok kötü; berbat: He's got a terrible cough. Çok
terrible
terribly müthiş bir şekilde
İngilizce - İngilizce
terrible
intense; extreme in degree or extent