Mary en fazla iki çocuk doğurmayı amaçlamaktadır.
- Mary intends not to give birth to more than two children.
Mary en fazla iki çocuk doğurmayı istemektedir.
- Mary intends not to give birth to more than two children.
Derhal başlamaya niyet ettim.
- I intended to start at once.
Onunla gitmeye niyet ettim.
- I intended to go with him.
Bu ürün özel kullanım için tasarlanmıştır.
- This product is intended for private use only.
Bu Tarih ders kitabı lise öğrencileri için tasarlanmış.
- This History textbook is intended for High school students.
Genç insanlara yönelik kitaplar iyi satacaktır.
- Books intended for young people will sell well.
Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.
- This textbook is intended for foreign students.
Onun istenilenden çok farklı bir etkisi vardı.
- It had an effect very different from the one intended.
Tom Mary'ye her şeyi söylemeyi planladı.
- Tom intended to tell Mary everything.
O geçen sene Napoli'yi ziyaret etmeyi planlamıştı.
- He intended to have visited Naples last year.
Onun ne yapmaya niyetli olduğunu biliyorum.
- I know what he's intending to do.
Dotage, fatuity, or folly is for the most part intended or remitted in particular men, and thereupon some are wiser than others .
... QUESTION: In what new ways to you intend to rectify the inequalities in the workplace, ...
... over this country who say we are not a free and I intend to keep trying ...