Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Sana hakaret etmek istemedim.
- I didn't want to insult you.
Hiç kimse bu adamlara hakaret etmek istemedi.
- No one wanted to insult these men.
Ben onu aşağılamak istemedim.
- I didn't want to insult him.
Ben onu aşağılamak istemiyorum.
- I don't want to insult him.
Nedeni olmadan bana hakaret etti.
- He insulted me without reason.
Böyle bir hakarete tahammül edemem.
- I cannot bear such an insult.
Seni aşağılamak istemedim.
- I didn't mean to insult you.
Ben onu aşağılamak istemedim.
- I didn't want to insult him.
Onun hakaretlerine daha fazla katlanamam.
- I can't put up with his insults any longer.
Burada durmak ve senin hakaretlerini dinlemekten daha iyi yapacak işlerim var.
- I have better things to do than stand here and take your insults.
O, sanki ona hakaret etmişiz gibi davrandı.
- He acted as though we had insulted him.
Nedeni olmadan bana hakaret etti.
- He insulted me without reason.
Saldırı tüm bu gereksiz hakaretler tarafından kışkırtıldı.
- The aggression was provoked by all those gratuitous insults.
Onların onurunu kırmak istemiyorum.
- I don't want to insult them.
The way the orchestra performed tonight was an insult to my ears.
thou hast lost all, poor thou art, dejected, in pain of body, grief of mind, thine enemies insult over thee, thou art as bad as Job .