O, bu şehrin sanayisini incelemek için yakında buraya gelecek.
- He will come here soon to inspect the industry of this town.
Boğazımı incelemek için bir el feneri kullanırım.
- I use a flashlight to inspect my throat.
Umarım arabam muayeneyi geçer.
- I hope my car passes inspection.
Gümrük muayenesi için bagajını açmak zorundasın.
- You have to unpack your luggage for customs inspection.
Sami'nin arabası araştırmacılar tarafından denetlendi.
- Sami's car was inspected by investigators.
Bir servis elemanı bizim fırını denetledi.
- A serviceman inspected our furnace.