The fact that they came here is undeniable.
- Onların buraya geldiği gerçeği inkar edilemez.
The truth is undeniable.
- Gerçek inkar edilemez.
Even today, his theory remains practically irrefutable.
- Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir.
I saw you kiss him. Do not deny it!
- Onu öptüğünü gördüm. Bunu inkar etme!
I'm not going to deny that.
- Onu inkar etmeyeceğim.