inkılapçı

listen to the pronunciation of inkılapçı
Türkçe - Türkçe
İnkılâp yanlısı veya inkılâp yapan (kimse)
inkılâp
Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, reform
inkılâp
Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm: "Münevver Türk kadını inkılâptan çok evvel çarşafı atmış ve kaçgöçü kaldırmıştı."- P. Safa
inkılap
Dönüşüm
inkılap
Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm: "Münevver Türk kadını inkılaptan çok evvel çarşafı atmış ve kaçgöçü kaldırmıştı."- P. Safa
inkılap
Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, reform
inkılap
Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim, reform
inkılap
Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm
inkılâp
(Osmanlı Dönemi) bir halden diğer bir hâle geçme, başka türlü olma, değişme
İnkılâp
evrim
İnkılâp
devrim
İnkılâpçı
devrimci
inkılapçı