The fact that they came here is undeniable.
- Onların buraya geldiği gerçeği inkar edilemez.
The truth is undeniable.
- Gerçek inkar edilemez.
Even today, his theory remains practically irrefutable.
- Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir.
I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.
- Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
Don't bother to deny it.
- Boşuna inkar etmeyin.