Ben ilk seferi hatırlıyorum.
- I remember the first time.
Bu benim ilk seferim değil.
- It's not my first time.
Korkunç gürültü ilk defa gelen birini şaşırttı.
- The fearful noise astonished anyone coming for the first time.
İlk defa mı tadına bakıyorsun?
- Is this the first time you have tasted it?
Paris'e ilk kez gitti.
- She went to Paris for the first time.
İki yılda ilk kez bir film izledim.
- I saw a movie for the first time in two years.
Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
- The world population reached one billion for the first time in 1804.
Onunla ilk olarak ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum.
- I don't remember when the first time I met him was.