Ben buraya seyrek olarak gelirim. Ben genellikle caddenin karşısında alışveriş yaparım.
- I come here infrequently. I usually shop across the street.
Ben nadiren fast food satın alırım, ama bundan gurur duymuyorum.
- I infrequently purchase fast food, but I'm not proud of it.
Ben nadiren fast food satın alırım, ama bundan gurur duymuyorum.
- I infrequently purchase fast food, but I'm not proud of it.
Ben nadiren fast food satın alırım, ama bundan gurur duymuyorum.
- I infrequently purchase fast food, but I'm not proud of it.
Çoktan seçmeli testler sıradışı değildir.
- Multiple-choice tests are not uncommon.
Ben buraya seyrek olarak gelirim. Ben genellikle caddenin karşısında alışveriş yaparım.
- I come here infrequently. I usually shop across the street.
Bu o kadar nadir değil.
- It's not all that uncommon.
Dünyada şişmanlığın nadir olduğu tek bölge Afrika'da Sahra çölünün güney kısmıdır.
- The only remaining region in the world where obesity is uncommon is sub-Saharan Africa.