Bir kulak enfeksiyonum var.
- I've got an ear infection.
Diş eti enfeksiyonun var.
- You have a gum infection.
Bir bulaşman var gibi görünüyorsun.
- You seem to have an infection.
Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.
- Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.
Tom'un coşkusu bulaşıcıdır.
- Tom's enthusiasm is infectious.
Ben bir Truva atıyım, yani Mac bilgisayarınıza bulaştım.
- I am a Trojan horse, so I have infected your Mac computer.
Enfekte olduğunu düşünüyorum.
- I think you've been infected.
Virüs tarafından enfekte edilmekten korkmuyor musun?
- Aren't you afraid of getting infected by the virus?
Her passion for dancing has infected me.
... bacteria that live in our guts. And they provide infection. They can cause disease. ...