indicating the beginning unit in a series

listen to the pronunciation of indicating the beginning unit in a series
İngilizce - Türkçe

indicating the beginning unit in a series teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

first
birinci

O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü. - She boasted of having won the first prize.

Amatör şarkıcı eller aşağı yetenek yarışmasında birincilik ödülünü almıştır. - The amateur singer won first in the talent show hands down.

1st
birinci
first
ilkönce
first
baş yer
1st
1
first
en büyük
first
(sıfat) ilk, birinci, baş, başta gelen, önde gelen
first
{i} ilk, birinci. z
first
{i} ilkin, evvela, ilkönce, önce
first
ondan evvel
first
en ileride
first
{s} baş, en büyük
first
en büyuk
first
ayın ilk günü

Tom her ayın ilk gününde kira öder. - Tom pays rent on the first day of every month.

Kiranı her zaman ayın ilk gününde ödemen gerekiyor. - You're supposed to always pay your rent on the first of the month.

first
firsts en iyi kalite eşya
first
ilk olarak

Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında. - Dachshund sausages first became popular in New York, especially at baseball games.

Atomu ilk olarak kim parçaladı? - Who first split the atom?

first
{s} başta gelen
first
ilk defa olarak
first
(zarf) ilk olarak, başta, ilkönce, ilk kez, önce, öncelikle
first
{s} önde gelen

Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi. - In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.

İngilizce - İngilizce
1st
first
indicating the beginning unit in a series

    Heceleme

    in·di·cat·ing the be·gin·ning Unit in a se·ries

    Türkçe nasıl söylenir

    îndıkeytîng dhi bîgînîng yunıt în ı sîriz

    Telaffuz

    /ˈəndəˌkātəɴɢ ᴛʜē bəˈgənəɴɢ ˈyo͞onət ən ə ˈsərēz/ /ˈɪndəˌkeɪtɪŋ ðiː bɪˈɡɪnɪŋ ˈjuːnət ɪn ə ˈsɪriːz/