Elbette o testi geçti.
- Of course she passed the test.
Elbette o İngilizce konuşabilir.
- Of course she can speak English.
Ne istersen yapabilirsin tabii ki de.
- You can do whatever you want to, of course.
Tabii ki caz müziğine aşina idi.
- Of course he was familiar with jazz.
Tabii ki de savaşa karşıyım.
- I am against the war, of course.
Ne istersen yapabilirsin tabii ki de.
- You can do whatever you want to, of course.
Ben, elbette, savaşa karşıyım.
- I am against the war, of course.
Elbette o testi geçti.
- Of course she passed the test.
Tabii ki de savaşa karşıyım.
- I am against the war, of course.
Tabii ki caz müziğine aşina idi.
- Of course he was familiar with jazz.
Tom, şüphesiz, çok yorgundu.
- Tom was, of course, very tired.
Şüphesiz gidersen sorun değil.
- Of course it's not a problem if you go.
Of course I'll go with you.