O, inanılmaz bir hikaye.
- That's an incredible story.
Zaman ve para kaybı inanılmaz.
- The waste of time and money is incredible.
Tom harika bir iş yaptı.
- Tom did a fabulous job.
Ormanda harika bir gün geçirdik.
- We spent a fabulous day in the woods.
Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.
- The unicorn is a fabulous monster.
Harika bir iş yaptın.
- You did an incredible job.
Olağanüstü bir yerdi.
- It was an incredible place.
Onun olağanüstü olduğunu düşündüm.
- I thought it was incredible.
... they embark on this incredible journey? ...
... -- who've been blessed by the incredible opportunities ...