Bu şekilde, üniversite öğrencilerinin ufkunu genişletmek için fırsatları var.
- In this way, the students of the university have the opportunity to expand their horizons.
Genişletmek için yer yok.
- There's no room to expand.
Evren sonsuza kadar genişleyecek mi?
- Will the universe expand indefinitely?
İş bu yıl % 50 oranında genişlemiştir.
- The business has expanded by 50% this year.
Tom işini büyütmek istedi.
- Tom wanted to expand his business.
He expands his business everyyear.
O, araştırmasını genişletti.
- He expanded his research.
Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.
- With work, we can expand our markets.