Kelime haznemi artırmak istiyorum.
- I want to increase my vocabulary.
Ülkenin yaşlanan nüfusunu telafi etmek için, hükümet doğum ve göç oranlarını önemli ölçüde artırmak için adımlar atmaya karar verdi.
- In order to compensate for the country's aging population, the government has decided to take steps to significantly increase birth and immigration rates.
Trafik kazalarının sayısı artmaktadır.
- There has been an increase in the number of traffic accidents.
Yurtdışına giden öğrencilerin sayısı artmaktadır.
- The number of students going abroad is on the increase.
Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.
- This company uses cheap labor to increase its profit margins.
Fiyatı arttırmak isterim.
- I would like to increase the price.
Nüfus artışı ciddi bir sorundur.
- The increase of the population is a serious problem.
Nüfusta sürekli bir artış vardı.
- There was a steady increase in population.
Yıldan yıla üretim artmaya devam etti.
- Year after year, production continued to increase.
Trafik kazalarının sayısı artmaktadır.
- There has been an increase in the number of traffic accidents.
Kârlarımızı yükseltmek için ne yapabiliriz?
- What can we do to increase our profits?
Fransız parfümleri üzerindeki vergiler, ABD'de arttırılmıştır.
- Taxes on French perfumes have been increased in the United States.
Onlar Tom'un dozajını arttırdılar.
- They've increased Tom's dosage.
İthalatın ani yükselişine şaşırdık.
- We were surprised by a sudden increase in imports.
Günümüzde Avrupa ülkelerinin çoğunluğu sosyal demokratlar tarafından yönetilir ama aşırı sağda gözle görülür bir yükseliş var.
- Nowadays, the majority of European countries is ruled by social democrats, but there is a noticeable increase of right-wing extremism.
Dünya nüfusu yükselme eğilimindedir.
- The world's population tends to increase.
Arabaların sayısı artmakta.
- The number of cars is on the increase.
Yurtdışına giden öğrencilerin sayısı artmaktadır.
- The number of students going abroad is on the increase.
Son zamanlarda, Japonya'da çalışan ya da okuyan yabancıların sayısı arttı.
- Recently, the number of foreigners working or studying in Japan has increased.
Zaman geçerken bilgelik artar.
- As time passes, wisdom increases.
Bu, ailenin gelirini artırdı.
- This has increased family income.
Gelecek ay kirayı artıracağız.
- We will increase the rent next month.
Fiyat artışları reel ve nominal büyüme oranları arasındaki farkı açıklar.
- Price increases explain the difference between the real and nominal growth rates.
... mechanisms that can be leveraged to increase ...
... increase net literacy and to bring people and digital ...