Olay gece yarısı gerçekleşti.
- The incident took place at midnight.
O, olayı ayrıntılı olarak açıkladı.
- He described the incident in detail.
İki olay birbirine bağlı.
- The two incidents are connected with each other.
Farklı insanlar bu kazanın farklı versiyonlarını anlatırlar.
- Different people tell different versions of the incident.
Başka kaza risklerini en aza indirgemek istiyorum.
- I want to minimize the chances of another incident.
Bu arada sana bir şey söylemek zorundayım.
- Incidentally, I have to tell you something.
1990'lar çeşitli olayları gördü.
- The 1990's saw various incidents.
Bu gibi olaylar oldukça yaygındır.
- Such incidents are quite common.
That character, though colorful, is incidental to the overall plot.
She's costing us a lot in incidentals.
The book discussed the subject, but only incidentally.
Incidentally, did you hear anything new from your brother yesterday?.
... For example, we have a revamped incident experience. ...
... time incident alerts. ...