incelenmek

listen to the pronunciation of incelenmek
Türkçe - İngilizce
to be studied carefully, be researched; to be scrutinized, be examined, be inspected; to be investigated
incelenmek koşuluyla
(Ticaret) subject to review
incele
(Bilgisayar) analyze
incele
{f} inspected

Tom inspected the equipment carefully. - Tom cihazı dikkatlice inceledi.

Sami inspected Layla's car. - Sami, Leyla'nın arabasını inceledi.

incele
{f} examining

Test examining is a very restrictive practice. - Test incelemesi çok kısıtlayıcı bir uygulamadır.

They found out truth while examining a pile of relevant documents. - İlgili belgelerin yığınını incelerken gerçeği öğrendiler.

incele
check over
incele
examine

We dissected a frog to examine its internal organs. - Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.

Dentists take x-rays to examine your teeth. - Diş hekimleri dişlerinizi incelemek için röntgen çekerler.

incele
look over
incele
look through

Please look through these papers at your leisure. - Lütfen boş vaktinde bu evrakları incele.

incele
{f} inspecting
incele
investigate

She investigated the company's output record carefully. - Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.

You have to investigate that problem. - O sorunu incelemek zorundasın.

incele
{f} analysing
incele
pore over
incele
{f} survey

We surveyed the view from the top of the hill. - Tepenin zirvesinden manzarayı inceledik.

The young couple surveyed the room. - Genç çift odayı incelediler.

incele
study

In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely. - Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.

Tom devoted his life to the study of this phenomenon. - Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.

incele
checkover
incele
parse
Türkçe - Türkçe
İnceleme işi yapılmak
incelenme
İncelenmek işi
incelenmek