You have to investigate that problem.
- O sorunu incelemek zorundasın.
We dissected a frog to examine its internal organs.
- Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
First, I'd like to examine the catalyst used in this experiment.
- Önce bu deneyde kullanılan katalizörü incelemek istiyorum.
We went to the museum to study Japanese history.
- Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
- Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
He will come here soon to inspect the industry of this town.
- O, bu şehrin sanayisini incelemek için yakında buraya gelecek.
I use a flashlight to inspect my throat.
- Boğazımı incelemek için bir el feneri kullanırım.
He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night.
- O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.
We dissected a frog to examine its internal organs.
- Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
I bought a telescope in order to observe the night sky.
- Gece gökyüzünü incelemek için bir teleskop aldım.
It is necessary to examine all possible consequences.
- Tüm olası sonuçları incelemek gerekli.
I want to look into this.
- Bunu incelemek istiyorum.
The detective promised to look into the matter right away.
- Dedektif meseleyi derhal incelemek için söz verdi.
The firm is under investigation.
- Firma inceleme altında.
We have to appoint new members of the examining board.
- İnceleme kurulunun yeni üyelerini atamalıyız.
Test examining is a very restrictive practice.
- Test incelemesi çok kısıtlayıcı bir uygulamadır.
The teacher is busy looking over the examination papers.
- Öğretmen sınav kağıtlarını incelemekle meşgul.
Dan performed a microscopic examination of the hair.
- Dan saçın mikroskobik incelemesini yaptı.
The educational system is now under review.
- Eğitim sistemi şu anda inceleme altında.
This is my last review.
- Bu benim son incelemem.
You have to investigate that problem.
- O sorunu incelemek zorundasın.
Tom inspected the equipment carefully.
- Tom cihazı dikkatlice inceledi.
Sami's car was inspected by investigators.
- Sami'nin arabası dedektifler tarafından incelendi.
They found out truth while examining a pile of relevant documents.
- İlgili belgelerin yığınını incelerken gerçeği öğrendiler.
Clyde Tombaugh photographed 65% of the sky and spent thousands of hours examining photographs of the night sky.
- Clyde Tombaugh gökyüzünün% 65'ini fotoğrafladı ve gece gökyüzünün fotoğraflarını inceleyerek binlerce saat harcadı.
We dissected a frog to examine its internal organs.
- Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
The customs officials examined the boxes.
- Gümrük memurları kutuları inceledi.
Please look through these papers at your leisure.
- Lütfen boş vaktinde bu evrakları incele.
You have to investigate that problem.
- O sorunu incelemek zorundasın.
She investigated the company's output record carefully.
- Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.
We went to the museum to study Japanese history.
- Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
- Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
The downside of fame is scrutiny.
- Şöhretin olumsuz tarafı incelemedir.
The young couple surveyed the room.
- Genç çift odayı incelediler.
We surveyed the view from the top of the hill.
- Tepenin zirvesinden manzarayı inceledik.
Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
- Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
We went to the museum to study Japanese history.
- Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.