in this site, used to refer to colleges and universities

listen to the pronunciation of in this site, used to refer to colleges and universities
İngilizce - Türkçe

in this site, used to refer to colleges and universities teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

school
okul

Lütfen okul kurallarına uyun. - Please follow the school rules.

O okulunu çok seviyor. - She likes her school a lot.

school
(Eğitim) öğrenim kurumu
school
fakülte

Hukuk fakültesine gideceğim. - I'm going to go to law school.

Tom az önce hukuk fakültesinden mezun oldu. - Tom has just graduated from law school.

school
birdem
school
yetiştirmek
school
eğitmek
school
bir ustadın öncüsü olduğu tarz veya üslup
school
{i} ekol
school
öğret

Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı. - What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.

Eğitim yaptığın okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu öğretmediler mi? - Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied?

school
(Denizbilim) sürü

Tom'un okulda bir sürü sorunları vardı. - Tom had a lot of problems at the school.

Bir sürücü okuluna gidiyorum. - I go to a driving school.

school
{i} balık sürüsü

Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi. - Our boat followed a school of fish.

school
{i} (balık, balina v.b. için) sürü
school
(isim) okul, mektep, ekol, tarz, okul çalışanları ve öğrencileri, okul binası, balık sürüsü
school
güz

Okulda güzel sanatlar okuyor. - She is studying fine art at school.

Okulun en güzel kızlarından biri olmasına rağmen Mary'nin hiç oğlan arkadaşı yoktu. - Mary is one of the prettiest girls in the whole school. Despite that, she's never had a boyfriend.

school
{i} ekol: school of philosophy felsefe ekolü
school
{i} okul çalışanları ve öğrencileri
school
{i} tarz

Lisedeyken ne tarz müzikten hoşlanırdın? - What kind of music did you like when you were in high school?

Tom Mary'nin okuldaki davranma tarzını görmezlikten gelmeye devam etmeyi reddetti. - Tom refused to continue to ignore the way Mary was behaving at school.

school
{f} terbiye etmek
İngilizce - İngilizce
school
in this site, used to refer to colleges and universities