Bu konuda söyleyecek hiç bir şeyim yok.
- I have nothing to say in this regard.
TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.
- TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.
İnsan oğlu konuşabilmeleri ve gülebilmeleri bakımından hayvanlardan farklıdır.
- Human beings differ from other animals in that they can speak and laugh.
Sözcük sık sık bu anlamda kullanılır.
- The word is frequently used in this sense.
Sorunu bu şekilde hallettim.
- I solved the problem in this way.
Üniversitedeki öğrencilerin bu şekilde kültürel ufuklarını genişletme olanağı var.
- In this way, the students of the University have the opportunity to expand their cultural horizons.
Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?
- Can we apply this rule in this case?
Bu durumda yanılıyorsunuz.
- You're wrong in this case.
Böylece büyük bir piyanist oldu.
- He became a great pianist in this way.
Kaza bu şekilde oldu.
- The accident happened in this manner.
Bu konuda onun gerisinde kaldım.
- I fall behind him in this respect.
This essay is a good one in that it comprehensively outlines all the major arguments on this issue.