Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Bu durumda, 100 € lütfen.
- In this case, 100 euro please.
Kural bu durumda geçerlidir.
- The rule holds good in this case.
Geç kalma ihtimaline karşın acele et.
- Make haste in case you are late.
Onun gelme ihtimaline karşı hazır olsan iyi olur.
- You had better be ready in case he comes.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
- Push this button in case of fire!
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
O halde, ben sizin bugün gelmeniz gerektiğini düşünüyorum.
- In that case, I think you should come in today.
Beni aramak istersin diye telefonumu bırakacağım.
- I'll leave my number in case you want to call me.
Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.
- Take an umbrella with you in case it begins to rain.
Yangın durumunda, çanı çal.
- In case of fire, ring the bell.
Bir deprem durumunda, gazı kapatın.
- In case of an earthquake, turn off the gas.
O takdirde, öyle olsun.
- In that case, so be it.
In case of emergency, break glass.
... Now I want to go to a different use case. ...
... ROMNEY: And the answer is I don't believe people think that's the case – ...