in the present life or state

listen to the pronunciation of in the present life or state
İngilizce - Türkçe

in the present life or state teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

here
burda

Onlar bir saattir burdalar. - They have been here for an hour.

Tom'u burdan uzaklaştır. - Get Tom away from here.

here
bunda

Üç aydır buradayım ve şimdiye kadar bundan hoşlandım. - I've been here three months, and so far I've enjoyed it.

Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir. - It's all downhill from here.

here
(Bilgisayar) burayı

Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor. - Tom hopes Mary likes it here.

Lütfen burayı imzalayın. - Please sign your name here.

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

İşte senin için bir mektup. - Here is a letter for you.

İşte sizin için biraz haber. - Here's some news for you.

here
burada

Yarın ben burada olacağım. - I will be here tomorrow.

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın. - Please don't leave valuable things here.

here
buraya

Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti. - It is five years since we moved here.

Arabanızı buraya park edemezsiniz. - You cannot park your car here.

here
hey

Hey, sen burada ne yapıyorsun? - Hey, what are you doing here?

Hey, hemen buraya gelebilir misin? - Hey, could you come up here right away?

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
İngilizce - İngilizce
here
in the present life or state

    Heceleme

    in the pres·ent life or state

    Türkçe nasıl söylenir

    în dhi prizent layf ır steyt

    Telaffuz

    /ən ᴛʜē prēˈzent ˈlīf ər ˈstāt/ /ɪn ðiː priːˈzɛnt ˈlaɪf ɜr ˈsteɪt/