Tom alenen bir şey söyleyemedi. - Tom couldn't say anything publicly.
Tom alenen bir şey söyleyemedi.
Tom couldn't say anything publicly.
O bana alenen bir şey söylemedi ama sır olarak o bana evleneceğini söyledi. - He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married.
O bana alenen bir şey söylemedi ama sır olarak o bana evleneceğini söyledi.
He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married.