Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03
- Date of last revision of this page: 2010-11-03
Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
- The last time I went to China, I visited Shanghai.
Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.
- Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
- He began to work for that company last year.
Dünyanın sonundan önce son saatlerde ne yapacağımı soruyorsun. Muhtemelen çöpü çıkaracağım ve daireyi temizleyeceğim ve bu konuda yardım etmek için gelebilirsin.
- You're asking what I'll do in the last hours before the end of the world. I'll probably take out the garbage and clean up the apartment, and you could come and help me with it.
Nüfus son beş yıl içinde iki katına çıkmıştır.
- The population has doubled in the last five years.
Son analizlerde, metotlar çocukları eğitmezler; insanlar eğitir.
- In the last analysis, methods don't educate children; people do.
Son olarak ailemle birlikte Disneyland'a gittiğimden beri uzun zaman oldu.
- It has been so long since I last went to Disneyland with my family.
Tom son olarak vardı.
- Tom was the very last to arrive.
Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
- The last time I went to China, I visited Shanghai.
Tom'u en son ne zaman gördün?
- When did you last see Tom?
Konuşma otuz dakika sürdü.
- The speech lasted thirty minutes.
Yağmur bir hafta sürdü.
- The rain lasted a week.
Dün gece babam huzurlu bir ölümle öldü.
- My father died a peaceful death last night.
Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.
- When only death remains, the last resort is to beg for food.
Sana borç para vereceğim, ama aklında bulunsun, bu son kez.
- I'll lend you money, but mind you, this is the last time.
Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
- I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.