in the land of the living

listen to the pronunciation of in the land of the living
İngilizce - Türkçe

in the land of the living teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

alive
canlı

Fare canlı mı yoksa ölü mü? - Is the rat alive or dead?

Biz aslanı canlı yakalamak zorundayız. - We've got to catch the lion alive.

alive
{s} diri

Ölü ya da diri, seni hep seveceğim. - Alive or dead, I'll always love you.

Tom Mary'nin ölü mü ya da diri mi olduğunu bilmiyor. - Tom doesn't know if Mary is dead or alive.

alive
{s} sağ

Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var. - The doctors thought he was dead, but today he is still alive and healthy, and has a job and a family.

Arabanın parçalanması hakkında üzgün olduğunu biliyorum fakat yaralanmadın ve sağ olduğuna şükretmelisin. - I know you're upset about your car being totaled, but you weren't injured and you should be thankful to be alive.

alive
{s} hayat dolu

Yer yaratıcı genç insanlarla hayat doluydu. - The place was alive with creative young people.

alive
hayatta olmak

Tom, hayatta olmak için kesinlikle şanslı. - Tom certainly is lucky to be alive.

Hayatta olmak ne anlama geliyor? - What does it mean to be alive?

alive
dirimli
alive
hareketli
alive
yaşam dolu
alive
{s} farkında

Biz ne olduğunun farkındaydık. - We were alive to what was going on.

Ben tamamen tehlikenin farkındaydım. - I was fully alive to the danger.

alive
şevkli
alive
alive with bees arı dolu
alive
{s} hayatta

Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı. - If it hadn't been for you, he would still be alive.

Annem hâlâ hayatta olsaydı, o zaman bana yardımcı olurdu. - If my mother had still been alive, she would have helped me at that time.

alive
{s} yaşayan

Alman Die Welt gazetesi, Kanada Başbakanı Justin Trudeau'yu yaşayan en seksi politikacı olarak nitelendirdi. - The German newspaper Die Welt has called Canada's Prime Minister, Justin Trudeau, the sexiest politician alive.

Yaşayan en uzun adam Carl'dır. - Carl is the tallest man alive.

alive
{s} elektrik yüklü
alive
sevinçli
alive
Man alive I argo Hey mübarek I
İngilizce - İngilizce
alive
in the land of the living

    Heceleme

    in the Land of the li·ving

    Türkçe nasıl söylenir

    în dhi länd ıv dhi lîvîng

    Telaffuz

    /ən ᴛʜē ˈland əv ᴛʜē ˈləvəɴɢ/ /ɪn ðiː ˈlænd əv ðiː ˈlɪvɪŋ/